RIHA/ADANA - Halk şöleninde konuşan DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Cengiz Çiçek, "Kürt sorununun barışçıl, demokratik çözümü için yasal düzenlemeler yapılana kadar mücadele edeceğiz. Sizler de talepleriniz doğrultusunda örgütlenmelisiniz. Demokratik baskı oluşturduğumuz ölçüde sonuç alacağız" dedi.
Tevgera Jinên Azad (TJA), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Riha il ve Weranşar ilçe örgütleri “Barış ve demokratik toplumu inşa ediyoruz" şiarıyla Riha’nın Weranşar (Viranşehir) ilçesinde yürüyüş ve şölen düzenlendi.
İlçe merkezinde bulunan konser alanında yapılan şölen öncesi kitlesel yürüyüş düzenlendi. DEM Parti Weranşar ilçe binası önünde başlayan ve konser alanına kadar süren yürüyüşe DEM Parti Riha Milletvekili Ferit Şenyaşar, TJA, DEM Parti ve DBP Riha il ve ilçe örgütleri, Riha Barış Anneleri Meclisi, Weranşar Belediye Eşbaşkanları Bedriye Yorgun ve Serhat Dicle İnan, Curnê Reş Belediye Eşbaşkanı Garip Yeşil, Riha Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri ve çok sayıda yurttaş katıldı. Yürüyüşte, “Serhildan didome ciwanê azad dimeşe” pankart ve “Jiyanek bê wate nayê qebulkirin” yazılı dövizler taşındı. Yürüyüşte sık sık “Bijî Serok Apo”, “Bê Serok jiyan nabe”, “Havada karada Apocular her yerde”, “Dağlarda arama Apocular her yerde” ve “Jin jiyan azadî” sloganları atıldı. Kitleyi şölenin yapıldığı alanda bulunan halk alkış ve zılgıtlarla karşıladı. Şölen alanına, “Annelere verilecek en güzel hediye barıştır”, “Onurlu bir barışa giden çözüm yolunda teorik ve pratik gücü selamlıyoruz” yazılı pankartlar asıldı.
Saygı duruşuyla başlayan şölen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 9 Temmuz’daki görüntülü mesajı ve 15 Ağustos atılımı için hazırlanan sinevizyonu izletildi. Kitle sık sık “Bijî Serok Apo” sloganları attı.
‘SÜRECİ BÜYÜTECEĞİZ’
Konuşmalarla devam eden şölende DEM Parti Weranşar ilçe eşbaşkanları Kürtçe ve Arapça halkı selamladı. Ardından söz alan DEM Parti Riha İl Eşbaşkanı Ayşe Sürücü, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın başlattığı süreci sahipleneceklerini belirterek, “Halk olarak bu sürece öncülük edecek, demokratik toplumu inşa edecek, onurlu barışı bu topraklara getireceğiz” dedi. Ayşe Sürücü, Amed’in Licê ilçesinde başlayarak Curnê Reş (Hilvan) ve Sêwereg ilçelerinde büyüyen Kürt halkın özgürlük mücadelesinin bugün milyonlara ulaştığını ifade etti. Ardından söz alan DEM Parti Riha İl Eşbaşkanı Nihat Demirbilekli, Abdullah Öcalan’ın başlattığı süreci büyüteceklerini belirterek, Riha’nın tüm halklarına çağrı yaparak, “Kürt halkının kültürünü, dilini, varlığını kabul etmek elzemdir. Bir adım geri atmayız. Birlikte yaşamı hedefliyoruz. Demokratik yaşamı kurup bir arada yaşayacağız” diye konuştu.
‘SÜRECİ KOMİSYONA BIRAKMAYACAĞIZ’
“Silahların yakılması yeni bir sürecin başlangıcıdır” diyen DEM Partili Ferit Şenyaşar, “300’ün üzerinde halk toplantısı gerçekleştirdik. Sadece Kürt halkıyla değil, Arap, Türkmen, Ezidî halkımızla bir araya geldik. Hepsi de süreci sahipleniyor. Komisyon ilk toplantısını gerçekleştirdi ama biz bu süreci komisyona bırakmayacağız. Daha çok çalışacağız ki elimiz güçlü olsun” ifadelerini kullandı.
Ardından sahne alan sanatçı Hozan Serwan’ın müzik dinletisiyle süren şölen, halaylarla son buldu.
ADANA
DEM Parti, DBP ve TJA Adana'da da "Barış ve Demokratik Toplum" süreci kapsamında şölen düzenledi. Kitle, merkez Seyhan İlçesinde yer alan Dağlıoğlu Mahallesi Karasu Kavşağında bir araya gelerek Gülbahçe Mahallesi'nde bulunan 8 Mart Kadın Parkın'a yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşe DEM Parti milletvekilleri Cengiz Çiçek ve Ali Bozan, Adana Barış Anneleri Meclisi ve çok sayıda kişi katıldı. Yürüyüş esnasında sık sık "Bijî serok Apo" ve "Bê serok jiyan nabe" sloganları atıldı. Yürüyüş sonrası park içinde şölen yapıldı. Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına 1 dakikalık saygı duruşu ile başlayan şölende ilk olarak konuşan DEM Parti Adana İl Eşbaşkanı Seyfettin Aydemir, tarihi bir süreçte olduklarını belirterek herkesi mücadeleye davet etti.
DEM Parti İmralı Heyeti üyesi ve Istanbul Milletvekili Cengiz Çiçek de Kürt halkının kendi varlığını kabul ettirmek için 50 yıl boyunca bedel ödediğini ifade etti. Çiçek, "Bir aradayız, güçlüyüz. Emeğiniz, direnciniz, coşkunuz daim olsun genç arkadaşlar. Bir sloganımız vardı; 50 yıl boyunca bir slogan etrafında bütünleştik. Genç başladık, genç başaracağız, ne mutlu. Kürt halkı bu topraklarda sadece ‘Ben Kürdüm, ben bir varlığım, benim dilim, kültürüm var’ demek için, bunu kabul ettirmek için 50 yıl boyunca her türlü bedeli ödedi, her türlü mücadeleyi yürüttü. Bu bizim ayıbımız değil; bu sistemin sahiplerinin, anti-demokratik kuralları sürdürenlerin ayıbıdır” diye belirtti.
'MÜCADELENİN GERÇEK SAHİPLERİ HALKTIR'
Çiçek, bugüne kadar kimsenin minnetiyle yürümediklerini ve barış masasındaki yerlerini mücadele ile kazandıklarını vurgulayarak, örgütlü mücadelenin önemine dikkati çekti. Çiçek, "Özgürlük bu topraklarda sağlanacaksa yine bizim mücadelemizle olacak. Onursuz barışa hayır dedik, mezarda barışa hayır dedik. Kardeşlik, eşitlik ve adalet temelinde bir barış mücadelesi yürüttük; bundan sonra da büyüteceğiz. Siz bu mücadelenin içinde değilseniz, sadece temsilcilere ve vekillere bırakırsanız işimiz çok zor. Biz bir halk hareketiyiz. Siyaset bizim için bir meslek değil, halkın özgürlüğü için zorunluluk. Öcalan, ‘Bu mücadelenin gerçek sahipleri halktır. Onlar içerisinde oldukça zafer kaçınılmazdır’ dedi. O yüzden örgütlülüğümüzü büyütmenin yollarını aramalıyız” ifadelerini kullandı.
'YASAL DÜZENLEMELER YAPILANA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ'
Çiçek, Koçgiri İsyanı sonrası Meclis’te Kürtlerin haklarının kabul edildiğini hatırlatıp bugün kurulan komisyonun önemine dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü, "Koçgiri İsyanı döneminde, 10 Şubat 1922’de Meclis’te Kürt halkının kendi kendini yönetme hakkı, yerel özerklik hakları tartışıldı ve kabul edildi. Şimdi Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu kuruldu. Halkın yüzde 98’inin iradesi burada temsil ediliyor. Farklı bakışlarımız olabilir ama çözüm odaklı bir araya geldik. Kürt sorununun barışçıl, demokratik çözümü için yasal düzenlemeler yapılana kadar mücadele edeceğiz. Ama sizler de talepleriniz doğrultusunda örgütlenmelisiniz. Demokratik baskı oluşturduğumuz ölçüde sonuç alacağız. Yolumuz barışın, özgürlüğün, zindanlarda direnenlerin yoludur. Bu yol mutlaka özgürlüğe ulaşacaktır."