GİRESUN - Giresun'un dört bir yanında yürütülen madencilik faaliyetlerine tepki gösteren ekolojistler, vahşi ve rantçı bir madenciliğin kent insanının başına bela olduğunu vurguladı.
Dereli Doğa ve Yaşam Derneği, kentte bulunan ve yeni açılmak istenen madenlere yönelik Giresun Atatürk Meydanı'nda açıklama yaptı. "Köylerimize, toprağımıza, sularımıza, yaşam alanlarımıza dokunma" ve "Dağlarda madenlere, derelerde HES'lere, denizde kafeslere hayır" pankartları açılan açıklamada, "Andır kalsın madenin" ve "Yerin dibine batsın rant sevdanız" dövizleri taşındı.
Açıklamada konuşan Dereli Doğa ve Yaşam Derneği üyesi İsmail Bektaşoğlu, Espiye, Doğankent, Şebinkarahisar, Dereli ve Giresun'un dört bir yanında vahşi ve rantçı bir madenciliğin başlarına bela olduğunu söyledi. Kentin yüzde 85'inin maden sahası olarak ilan edildiğini anımsatan Bektaşoğlu, "Sorun şu ki devletin elinden alınıp sermayeye aktarılan madencilik çalışmaları, devletimize katkı sunmak yerine yabancı şirketlerin ve onların yerli ortaklarının daha çok zenginleşmesinin bir aracı haline gelmiştir. Bu konuda hiç düşünülmeyen ise bizler olduk. Ne köylümüz ne gelecek kuşaklarımız iktidarın umurunda. Doğup büyüdüğümüz, atamızdan dedemizden bizlere miras kalan toprağımız, suyumuz, meramız zorla ellerimizden alınıyor. Memleket bizim, ama kararı masa başlarında başkaları veriyor. Var olan durumda büyük sorunlar yaşarken şimdi de AKP iktidarı yerli ve yabancı maden ve enerji şirketlerine kolaylık sağlamak için yasa ve yönetmeliklerde bilmem kaçıncı defa değişiklik yaparak bu talanı daha da genişletmeyi amaçlıyor" ifadelerini kullandı.
'SES ÇIKARALIM'
Son kanun teklifinde insan, çiftçi, tarım, doğal hayat ve yaban hayatın olmadığını kaydeden Bektaşoğlu, "Kısa vadede sadece ve sadece maden ve enerji şirketlerinin çıkarı vardır. AKP, iktidarı süresince maden ve enerji şirketleri lehine yasa değişikliği yaparken yalnızca Zeytincilik Yasası’nda 10 kez değişiklik yaparak şirketlerin önüne çıkan her engeli bu yolla açmayı kendine görev bilmiştir. Bu durum iktidarın kimden yana olduğunu net bir şekilde göstermektedir. Bugün ses çıkarmazsanız yarın çıkarılacak sesin bir anlamı kalmayacak. Maden ve enerji şirketlerinin önündeki engelleri kaldıran çeşitli yasalarda değişiklik öneren yasa tasarısı ve iklim değişikliği yasası geri çekilmelidir. Zarar siyasi, inanç, mezhep, kimlik farklılıklarımıza göre olmayacak. Tüm canlılar zarar görürken şirketler zenginliklerine zenginlik katacaklar. Doğa ve yaşam için katliam anlamına gelen yasa tasarıları geri çekilmelidir" diye konuştu.