HABER MERKEZİ - IFJ, Hong Kong’da 30 Haziran 2020’de yürürlüğe giren Ulusal Güvenlik Yasası’nın yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, ifade ve örgütlenme özgürlüğündeki sıkıntıların devam ettiğini belirtti.
Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Hong Kong’da 30 Haziran 2020 tarihinde yürürlüğe giren Ulusal Güvenlik Yasası’nın (NSL) 5’inci yıldönümü dolayısıyla açıklama yaptı. IFJ’nin resmi internet sitesinde yer alan açıklamada, basın özgürlüğünde yaşanan sorunların devam ettiği belirtildi. Uluslararası Af Örgütü’nün konuya dair raporuna da yer verilen açıklamada, yasayla bağlantılı olarak hedef alınan ve aralarında gazetecilerin de bulunduğu 255 kişinin yüzde 89’unun kefalet hakkından mahrum bırakıldığı ve yargılama öncesi tutukluluk süresinin ortalama 11 ay olduğu aktarıldı.
76 KİŞİ TUTUKLANDI
Söz konusu yasa nedeniyle şimdiye kadar 76 kişinin tutuklandığı kaydedilen açıklamada, aralarında Çin’in önemli medya isimlerinden Jimmy Lai’nin de olduğu bu kişilerin bin 500 gündür tutuklu bulunduğu ve müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı ifade edildi. Hong Kong’un en yüksek profilli NSL davasında 45 demokrasi yanlısı aktivist, sendikacı ve eski gazetecinin yasal ve demokratik yollarla Yasama Konseyi’nin kontrolünü ele geçirmeye çalıştıkları iddiasıyla Kasım 2024’te hüküm giydiği belirtilen açıklamada, aynı yılın Eylül ayında Hong Kong Gazeteciler Derneği eski başkanı Ronson Chan’ın “polisin görevini engellemekten” 5 günlük hapis cezasına çarptırıldığı kaydedildi.
Yasa nedeniyle 2023 yılından bu yana en az 7 bağımsız medya kuruluşu ve 20 kişinin “keyfi” ve “ayrımcı” vergi denetimlerine maruz kaldığı kaydedilen açıklamada, 29 Haziran’da Hong Kong’un son demokrasi yanlısı partilerinden Sosyal Demokratlar Ligi’nin “yoğun siyasi baskı ve üyelerin güvenlik endişeleri” nedeniyle dağıldığı belirtildi.
ULUSAL GÜVENLİK YASASI
Hong Kong Özel İdari Bölgesi’nde 2020 yılında Çin hükümeti tarafından hızlı ve tartışmalı biçimde kabul edilen Ulusal Güvenlik Yasası, “ayrılıkçılık”, “devlet iktidarını yıkma”, “terörizm” ve “dış müdahale” gibi geniş ve muğlak suçlamaları içeriyor. Yasanın, Hong Kong’un özerk yapısını fiilen ortadan kaldırdığı ve Çin’in bölgedeki egemenliğini pekiştirmesine olanak sağladığı belirtilirken, IFJ 2020 yılında da yasayı eleştirmişti. IFJ, yasanın basın özgürlüğünü ve gazetecilerin güvenliğini ciddi şekilde tehdit ettiğini belirtmiş ve Çin’den Hong Kong’un ekonomik gücüne ve Asya’daki demokratik değerlerle “basın özgürlükleri merkezi olarak eşsiz konumuna” saygı göstermesini talep etmişti.