Ayşe Gökkan: Merhamet dilemiyor, ataerkil yargıya baş eğmiyoruz

img
RIHA - Kürt kadınlarının mücadelesini anlatan TJA Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan, "Ulus devletin efendilerini memnun etmek için yaşamayı ret ediyor, özgüveni kırılmış rejimden merhamet dilemiyor, ataerkil yargıya baş eğmiyoruz" dedi. 
 
Kürt siyasetçi Ayşe Gökkan, ömrünü kadın mücadelesine adamış onlarca kadın tutsaktan biri. Hem siyasi çalışmaları hem de kadın hareketinde yer alması nedeniyle bir çok kez gözaltına alınıp, tutuklandı. Gökkan, en son 27 Ocak 2021’de Tevgera Jinên Azad (TJA) Dönem Sözcüsü iken tutuklanarak, Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’ne götürüldü. 3 yıl boyunca burada tutulan Gökkan, 1 Mart 2023’te Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi. Şuanda burada tutulan Gökkan, avukatı aracılığıyla Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesinin dünü, bugünü ve mücadelenin etkilerine dair sorularımızı yanıtladı. 
 
Uzun yıllar Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesi içerisinde yer alıyorsunuz. Kurdistanlı kadınların mücadeleden önceki yaşamını kısaca anlatabilir misiniz? Mücadeleyle birlikte hayatlarında ne değişti? 
 
Öncelikle bizi emeğiyle bugüne getiren, bu yolda yaşamlarını yitirmeyi göze alan, aramızda olmayan kadınları selamlayıp, onları anarak başlamak istiyorum. TJA’lı bir kadın olarak hiçbirini unutmayacağım. Pozitivist, ataerkil felsefe adına söylenen bir söz vardır, ‘Hayat düşünenler için bir komedi, düşünmeyenler için bir trajedidir’ diye. Komedinin, aynı zamanda bir trajedi olduğu hakikatini ortaya çıkardığımızda ne komedi ne trajedi! Kurdistanî kadınların mücadelesi, ağız dolusu hakikatle, doğayla, çocuklarla gülebilme mücadelesinin farkındalığını daha da geliştirmektir. Ataerkil teorisyenler, ‘düşünemeyenlerin kadınlar’ olduğunu iddia ederek bir nokta koymuştu. Biz bu noktadan başlayarak mücadeleye başladık. Hegemonların kendi cinayet işleme alanlarını genişletmek için dörde böldükleri Kurdistan’da kadın olmak, acı çektirme seanslarının bin bir çeşidiyle baş etmekti. Kurdistan dörde bölündü, Kurdistanî kadınlar ise sekize. Sömürge ülkelerde ataerkil zihniyet dünyada olduğu gibi Kurdistan’da da mevcuttu. Üstüne (ataerkil) sömürgecilerin zulmü, ataerkil din, ataerkil aile ve toplum katlanarak yazısız ittifaklarını yaydı. Adına da ‘kadını korumak’ dendi. 
 
 
Kurdistan dörde bölündü, Kurdistani kadınlar ise sekize. Sömürge ülkelerde ataerkil zihniyet dünyada olduğu gibi Kurdistan’da da mevcuttu. Üstüne (ataerkil) sömürgecilerin zulmü, ataerkil din, ataerkil aile ve toplum katlanarak yazısız ittifaklarını yaydı. Adına da ‘kadını korumak’ dendi. 
 
Kurdistan’ın asker (militarist) sınıfı yoktur. Ancak Türk devletinin zorunlu askerlikle, ‘zulümhane’ olan yurtlarında, özellikle erkekleri eğitime tabi tutması ve bu erkeklerin her birinin gördükleri şiddet, aşağılanma, yok sayılma ile eve geri döndüklerinde öğretilmiş şiddetin yapısallığını kadına uygulama hevesleri daha da kamçılanmış oldu. Militarizmin kadına dair tüm insani, vicdani, ahlaki ölçüleri aşağılayarak, yarattığı erkek ve şiddet ikilisinin yapısını oluşturma sistemidir sömürgecilik. Kurdistanî toplumlar ataerkil değildi demiyorum. Sömürgecilerin sömürgesi erkekler kadını sömürgeleştirme sürecinde, kadını kendine yabancılaştırma ile hem asimilasyonu hem de bunun sürdürücülüğü misyonunu derinleştiriyordu. 
 
Ben Riha’nın Pirsûs ilçesindenim. Pirsûs’ta yaşanan, ataerkil zihniyete karşı kadının siyasal, sosyal, yaşamsal haklarına dokunulan bir başkaldırı hikayesiydi. Hala aynı ilçe kadın öncülüğünde mücadeleye devam ediyor. Toplumun yarısı olan kadının başkaldırısı karşısında, sömürgecilerin istediği gibi ilerlemesi mümkün değildi. Özel savaş uygulamacıları, faili belli cinayetler, göç ettirme, özcesi insansızlaştırılmak istenen ülkemde, özgürlük mücadelesi hayatlarımızı öyle bir değiştirdi ki, ataerkil felsefe, tarih, teori, eğitim, sağlık, yerel yönetimler, diplomasi, ekonomi, siyaset başta olmak üzere pek çok şey yeniden yazıldı. Geriye dönüp baktığımda Kürt kadınına kısırlık aşısı uygulama, Hizbulkontra, Jitem, MİT, asker, polis, ataerkil, ırkçı, cinsiyetçi, militarist, kapitalist tüm güçlere karşı mücadele etmenin kaosundan kadının örgütlü özgürlük mücadelesi çıktı. Savaş, çatışma, yıkımla çepeçevre sarılan Kurdistan’dan 2000 yılında Ankara’da 10 bin Kurdistani kadınla HADEP Kadın Kolları Genel Kurultayını yaptığımızda devlet şok geçirdi. Evden dışarıya başını çıkaramayan, bunu düşünemeyen Kürt kadınları, nasıl olur da ‘erkek’siz Ankara’ya akmışlardı! Özgürlük hareketimize egemen Türklüğün bakış açısının tam ifadesi buydu. Tabi ki kolay değil. Hala da kolay değil. Kurdistanî kadın olmak, doğuştan sahip olduğumuz haklarımızın hiçbirinden vazgeçmememizdir, direnişimizin pusulasıdır. 
 
Kürt kadınlarının verdiği mücadele bugün dünya kamuoyunda bile feyz alınan bir mücadele. Bu mücadele Türkiyeli kadınların toplumsal yaşamında nasıl değişiklikler yarattı? 
 
Kadın mücadelesi dünyanın neresinde verilirse verilsin duyan, okuyan tüm kadınlar, kadın olmaktan kaynaklı (aynı olmasa da farklı ataerkil versiyonlarla ezilmiş) bu deneyimlerden etkilenir. Kaldı ki Kurdistanlı, Türkiyeli kadınlar daha hızlı birbirini duyabilir. Tabiî ki araya ‘egemen devletlilik-ezilen devletsizlik’ ikilemi girmediğinde. Aslında Türkiyeli kadınların, Türkiyeli dinamiklerden daha önce Kurdistanî kadın özgürlük mücadelesini duyduğunu söyleyebiliriz. 80’li yılların sonu 90’lı yıllarda, Hizbulkontra, JİTEM saldırılarıyla havadan, karadan bombalanan Kurdistan ve boşaltılan 5 bin köy, mahalle, mezradan yüz binlercesi, Türkiye metropollerine göç etmek zorunda kaldı. 25 Kasım, 8 Mart’larda ve Newroz’larda, Kurdistanî kadınlar, Kürt özgürlük hareketinin kadın öncülüğündeki deneyimlerini Türkiye metropollerinde alanlara akıttığında, zorlanmalarla birlikte birbirimize daha çok dokunduk. Bu alanlara Kürt kadınlarının katılımı, kadının ortaklaşmasını belirginleştirdi. 
 
Biz Türkiye’ye gittikçe ortak mücadele yöntemleri ele alındı. Siyasete kadın katılımı, ortak tartışma konularımızdı. 2002 genel seçimlerinde o dönem Fazilet Partisi ve AKP’li kadınlardan ‘Biz neden Kürt kadınları gibi aday olamıyoruz?’ itirazları yükseldi. Bu rejimin Kürt kadınlarına saldırıları gittikçe artırması bu itirazları bastırmak için kapsamını genişletiyor. Biliyor ki biz Kurdistanî kadınlar eve kapatılamayız. Bize saldırarak partilerindeki kadınlara nefes aldırmazken, aynı zamanda bizim üzerimizden ataerkil faşist güç gösterisi yaparak sindirme politikasını derinleştirmeyi amaçladılar. Yeniden Refah Partisi'nin kadın adayın fotoğrafını flulaştırması o günden bugüne kadın politikalarını gösteriyor. Öte yandan siyasi alanda tüm yerel dinamiklerde kadınların yer aldığı belediye eşbaşkanlığı, STK’lerde eşbaşkanlık vb. konularda mücadelesinin toplumsallaşması devam ediyor. Bu yeterli mi? Tabii ki değil. Ortak mücadele yöntemlerinde birlikte dinamikleşme, Kurdistanî ve Türkiye’de ırkçı, cinsiyetçi, militarist, kapitalist, doğa talanına karşı mücadeleyi geliştirip, genişletme ihtiyacı daha fazlasını gerekli kılıyor. Tüm kadın kazanımları tüm kadınlarındır.
 
AKP-MHP tarikat, cemaat rejimini kadına nefes dahi aldırmak istemediği tüm söylem ve uygulamalarıyla yaşamın her alanına yaymak istediği ortadadır. İlk uygulama alanları da söylemleriyle, Kürt kadınlarını, Kûrdistanî toplulukları kriminalize, illegalize, terörize etme. Türkiyeli kadınlar bu saldırıların tanığıdır. Ortak mücadele farkındalığı artsa da yeterli olmadığı da bugün yaşadıklarımızdan bellidir. Ortak özgürlük umudunu büyütmek bizim elimizde. 
 
Bu rejim, tarikat, cemaat, ırkçı, cinsiyetçi, dini istismar eden, militarist, kapitalist tüm araçları seferber ederek, kadın düşmanı rejimi kalıcılaştırmaktan vazgeçmemiştir. Aynı zamanda bu güçler silahlandırılıyor ve emellerine saldıranlarla ulaşamadığında iç savaşı dayatacaktır. Yaşanan ırkçı linç etme girişimleri, Kürt kadın düşmanlığı bunun ayak sesleridir. Demek ki saldırılara karşı baş eğmemek yetmiyor. Toplumsal barışın inşası bu dönemde daha da aciliyet kazanmıştır. Çoğunlukla pozitivist siyaset analizciler, Türkiye’yi de Avrupa’nın sağa kaymayla aynı potada değerlendiriyorlar. Seküler, sosyal demokrat, liberallerin Türkiye’de kıyı şeritlerinden öteye gidemediği tarikat ve cemaatlerle, Türkiye’nin Afganistanlaşmaya doğru gittiği Avrupa’yla aynı değildir. Avrupa’da 40 yıllık savaş ve çatışmanın demokrasi yoksunluğu dolayısıyla devam ettiği bir Kürt sorunu yoktur. Bu genelleştirme analizleri Kürt ve kadın sorununun demokratik yollarla çözülmesi aciliyetini de hasır altı ediyor. Sanki demokratik Kürt Özgürlük Hareketi, bugüne kadarki mücadelesini birileri kazansın diye birilerine kaybettirmek içinmiş gibi her seçim gündem yapılıyor. Bu yaklaşım mevcut rejimin zihniyetinden farklı değildir. Başta Kürt sorunu olmak üzere tüm sorunların demokratik yollarla çözümü ertelenemeyecek noktaya gelmiştir. Biz kadınlar sorunun çözümüne ortak mücadele ile öncülük edebiliriz. Yarın çok geç olabilecek kadar aciliyet kazanmıştır.
 
Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesine öncülük eden kadınların katledilerek, darp edilerek ya da gözaltına alınıp ve tutuklanarak tecrit altına alınmaya çalışıldığını görüyoruz. Kürt kadınlarının bu şekilde hedef alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Mücadelecimizin karşısında rejim çıkmazdadır. Saldırılarla, güvenlikçi politikalarla bizi sindirip ‘bitirdim’ hazırlığıdır. Kadın özgürlük mücadelesi bu rejimin iç yüzünü her gün teşhir ediyor. Bize aralıksız saldırma nedenlerini anlatmaya kitaplar yetmez. Biz, bu ırkçı, cinsiyetçi, dini istismar eden kapitalist, militarist, tarikat, cemaat rejimine karşı kendimizi, yerleşim alanlarımızı yönetme mücadelesinden vazgeçmediğimiz, kadın ruhu ve bedenini bu rejime teslim etmeyip mücadeleye devam ettiğimiz için saldırıya uğruyoruz. Sürekli saldırıya uğrarken artık neden diye sorup sebep aramayı bıraktığımız, kadın özgürlüğüne saldırının AKP-MHP ve işbirlikçilerinin, yani rejimin kendini bununla beslediğini bildiğimiz için, biyolojik, ekonomik diktatörlerini ret ettiğimiz, İmralı tecrit sisteminin insanlığa karşı işlenen en barbar suç olduğunu ve buna karşı direndiğimiz için saldırıya uğruyoruz.
 
Biz kadınlar, Özgürlük yürüyüşünde hepimize yer olduğunu gösterip çoğalarak dünya kadınlarıyla yola devam ediyoruz. Kadın düşmanı, ırkçı, dini istismar eden faşist ulus devletin efendilerini memnun etmeyi red ediyor; rejimden merhamet dilemiyor, ataerkil yargıya baş eğmiyoruz. İktidarın zulmüne karşı demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü mücadelemize devam ediyoruz, onurlu toplumsal barış mücadelesinde ısrar ediyoruz. 
 
 
Biz bu ırkçı, cinsiyetçi, dini istismar eden kapitalist, militarist, tarikat, cemaat rejimine karşı kendimizi, yerleşim alanlarımızı yönetme mücadelesinden vazgeçmediğimiz, kadın ruhu ve bedenini bu rejime teslim etmeyip mücadeleye devam ettiğimiz için saldırıya uğruyoruz.
 
Biliyoruz ki faşist rejim sadece bilincimizi, bedenimizi ele geçirip kontrol etmeyi istemiyor aynı zamanda geçmişimizi, geleceğimizi de hiçleştirmek istiyor. ‘Jin jiyan azadî’ biz dünya kadınlarının öz savunmasına dönüşmüş durumda. Biz de bu politikalara karşı bu özsavunma ile direnmeye devam ettiğimiz için tüm bu saldırıların, tecrit altına alınma çabalarının hedefindeyiz. Toplu olarak saldırıya uğruyorsak bizi illegalize, kriminalize, terörize eden faşist, sömürgeci zihniyete karşı toplu olarak başkaldırmamız şart. Özgürlük direnişçilerine karşı en barbar saldırı olan kimyasal silahlara karşı mücadele ediyoruz. Cinsiyetlendirilmiş teori, felsefe, eğitim, sağlık, siyaset, hukuk, kayyımlara; ulus devlet yıkımına karşı direniyoruz. 
 
Bilindiği gibi tutsaklık olağanlaşmadan hegemonya olağanlaşamaz. Hegemonya olağanlaşmasın diye zindan direnişini sürdürüyoruz. Ben bize ‘tutsak kadınlar’ demiyorum. Bilinci, ataerkil ulus devlet, ırkçı, cinsiyetçi, militarist, kapitalist rejim tarafından işgal edilenler tutsaktır. Ya da rejim gibi düşünenler tutsaktır. Burayı ‘direniş alanı’ olarak tanımlıyorum. Biz bu direniş alanında 60’a yakın kadınız. 30 yılı aşkın zindanda olan kadın arkadaşlarımız var. 70-80 yaşını aşan kadın özgürlükçü direnişçilerle ‘Jin jiyan azadî’ heyecanıyla yaşam buluyoruz. Bu rejim içerisinde ‘içerisi, dışarısı’ diye bir şey yok artık. Özgür ruhun tutsak edilemediği alanlar vardır. Başta yüz yılın en barbar DAİŞ devletine ve bu barbarlığın işbirlikçileri, sürdürücülerine karşı direnen Şengalli kadınlar olmak üzere, Kûrdistan, Türkiye ve dünya kadınlarının direnişini selamlıyor, tek bir kadın bu sisteme karşı örgütsüz kalmayıncaya kadar mücadele etmeye devam diyoruz. ‘Jin jiyan azadî’ cemre olup dünyaya akarken, biz de her birimiz Kobanê’den, Riha’ya, Amed’den İstanbul’a, Dersim’den Nisêbin’e, Şengal’den Êfrin’e, Kirmaşah’a, Mahabad’a, Duhok’a, Afganistan’dan Filistin’e, Dominik’ten Arjantin’e oradan Newyork’a yan yana sınırları, duvarları, mayınları, aşarak direniş alanlarında olacağız.
 
MA / Ceylan Şahinli

Diğer başlıklar

30/03/2024
09:10 'Öcalan’a özgürlük' talebiyle 125 gündür eylemdeler
09:09 Rojnews editörü Ahmet 158 gündür KDP istinbaratının elinde
09:08 Kayyım Sayıştay’a kulak asmadı: 2 milyonluk ihaleyi pazarlıkla verdi
09:06 Emekli pilot Altan: Sınır güvenliği silahlarla değil, barışla mümkün
09:05 DEM Riha’da 9 bin 422 kişiyle sandıkları koruyacak
09:04 Seçime 1 kala 'oy kullanalım' çağrısı
09:03 DEM Parti Êlih adayından halka çağrı: Sandıklara sahip çıkalım
09:01 Akdeniz'de seçim seferberliği: 550 sandık için bin 500 görevli
09:00 30 MART 2024 GÜNDEMİ
08:43 Mêrdîn Öğrenci Birliği kuruluşunu ilan etti
08:26 İşçilerin kaldığı konteynerde yangın çıktı
29/03/2024
23:37 Şivan Perwer’den Riha halkına çağrı: Oyunuzu kendinize verin
23:20 Bêrecûk’te halk buluşması: Halkın hizmetkarı olmaya geliyoruz
23:04 Uçar: Çözümde ısrar eden tek kişi Sayın Öcalan’dır
22:46 DEM Parti'ye başvuran hareketli seçmenler yola çıktı
22:16 Kışanak'tan Dêrsim halkına: Gün bir olmanın günü
21:34 Şirnex’te gözaltına alınan 45 kişi serbest bırakıldı
20:05 Mikail Aslan’dan DEM Parti’ye destek: Başkasının bacası bizi ısıtmaz
19:13 DEM Parti’den Savunma Bakanlığı hakkında suç duyurusu
19:12 Zana Qileban'da: Barışın yolu Abdullah Öcalan’dan geçer, elini tutun
18:01 DEM Parti’den Hezo ve Heskîf uyarısı
17:57 AKP’li Gültak’ın ‘bayrak’ videosuna jet hızıyla erişim engeli
17:55 HDP’li Silopiya Belediyesi 2 projeyi daha hayata geçirdi
17:50 ‘Dargeçit’ belgeseli İstanbul Film Festivali’nde yarışacak
17:41 AKP adayından itiraf: Baykan 10 yıldır geride kaldı
17:35 Pinyanişi Gençliği: DEM Parti irademizdir
17:18 Kocaeli’nin sorunlarını sıralayan adaylar, çözüm adresini gösterdi
17:17 Tempoyu arttıran DEM Parti adaylarından seçim güvenliği çağrısı
17:10 DEM Parti'den Bedlîs’te coşkulu mitingler
17:05 Hatimoğulları'ndan 'sandık güvenliği' uyarısı
17:04 Cinsel taciz faili müftü tahliye edildi
16:35 Akdeniz Belediyesi'nin etrafına polis bariyerleri yerleştirdi
16:29 Leyla Zana: Şirnex direniştir kimseye vermeyeceğiz
16:12 Adalet Nöbeti: Abdullah Öcalan özgür değilse, kimse özgür değil
16:03 Sivas’taki Surp Garabet Kilisesi satılığa çıkarıldı
15:59 'Sandık başında göçü, yıkımı, hasta tutsakları unutmayalım'
15:51 AKP’li Beyoğlu giderayak personele imar ve ruhsat mesaisi yaptırıyor
15:47 Bayındır: Bu seçim Kürt halkının referandumudur
15:35 DEM Parti Gençlik Meclisi’nden yeni video
15:29 Bakırhan: Kürt sorununun muhatabı Abdullah Öcalan’dır
15:22 AKP’li başkan, oğlunu kayyım yönetimindeki belediyede işe soktu
15:06 İzmir’den hareketli seçmen yola çıktı: Rekor kırmaya gidiyoruz
14:59 Tokat Cezaevi'ndeki avukat görüşmelerinde ses ve görüntü kaydı alınıyor
14:22 Oy kullanmak için yola çıktıkları Yenikapı sahili otobüs terminaline dönüştü
13:46 Uluslararası heyetler Amed’de: Seçimleri gözlemleyip raporlaştıracağız
13:44 DEM Parti seçimleri iki merkezden takip edecek
13:35 Hatimoğulları: 31 Mart'ta mührü DEM ağacının altına vuralım
13:29 Îdir'da taşımalı asker ve polisler için okullar tatil edildi
13:24 Onbinler Wan'daki final mitinginde
13:17 Amed Emek ve Demokrasi Platformu: Herkes sandığa sahip çıkmalı
13:15 Kadir İnanır'ın sağlık durumu iyiye gidiyor
13:03 DEM Parti’den Adana açıklaması: Seçime hazırız, zaferle çıkacağız
12:24 MKM konserine getirilen yasak kararı iptal edildi
12:03 Leyla Zana, Orhan Doğan’ın mezarını ziyaret etti
12:02 Muğla'da hareketli seçmen yola çıktı: Kazanmak için gidiyoruz
12:01 ABD'li heyet Kalın, Güler ve Akar'la görüşecek
12:00 AKP Cizîr’de para dağıtarak oy istiyor: Parayı alın oyunuzu vermeyin!
11:49 Çadırkentte kadınları fuhuşa zorlayan Debe AKP'den aday
11:27 Ailelerden İmralı başvurusu
11:13 İsrail ordusu Halep'i vurdu
10:54 Yunanistan'da deprem
10:50 Riha'da sahura kadar seçim çalışması
10:33 Sanatçılar: DEM Parti için sandığa gidelim
10:21 Kuzey ve Doğu Suriye'de yerel seçim tarihi belli oldu
09:43 3 kentte kadın cinayeti
09:40 Gazeteci Süleyman Ahmet'ten 157 gündür haber yok
09:36 Taybet İnan'ın kızı: Bizi katledenlere oy vermeyin
09:26 Giresun’da KYK yurdundan asansör düştü
09:25 Dilovası’nda gençlerin gözü seçimde: Neden bahar açmasın ki?
09:24 Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için 124 gündür grevdeler
09:16 Kürkçü: Kurdistan’da her hafta, her ay Kızıldereler yaşanıyor
09:09 Mezarlığa konteyner kuran anneye verilen cezanın gerekçesi: Örgüt mezarlığı!
09:08 Gazeteci Aykol'a gönderilen mektup 4 yıl sonra ulaştı
09:07 Amed'de binlerce kişiyle sandıklar korunacak
09:06 Mahkeme ‘hukuki menfaat’ gerekçesiyle Akbıyık’ın iddialarını esas almadı
09:05 Yıldız’ın avukatı: Tutsağa para göndermek yasada suç değil
09:04 Doktor Gül: Bağımsız heyetler İmralı'ya gitmeli
09:00 1 oy neden önemli?
09:00 29 MART 2024 GÜNDEMİ
28/03/2024
23:50 DEM Parti Amed'de gazetecilerle buluştu: Gayrimeşru olanlar gidecek
23:27 Sêwereg'te kaza: 3 ölü, 6 yaralı
23:13 Türk: İrademiz sandıklara yansırsa barışa bir adım daha yaklaşırız
22:40 Öğrenciler ‘deprem riski’ nedeniyle yurttan çıkarılmak istendi
20:53 Akdeniz’de kasıtlı çıkarıldığı belirtilen yangınlarda artış
20:47 HDP'nin eski MYK üyelerinin ‘Ermeni Soykırımı’ açıklamasından yargılandığı davada karar çıktı
20:20 Şenyaşar ailesinin eylemine DEM Partili kadınlar ve avukatlardan ziyaret
19:46 YSK’den ‘iftar’ kararı: Sayım aralıksız yapılacak
19:34 Bakırköy Cezaevi önünde gözaltına alınanlar serbest bırakıldı
19:27 Nijerya'da 3 ayda 202 kişi menenjitten hayatını kaybetti
18:02 Bakırköy Cezaevi’nde tutsaklar görüş sonrası darp edildi
17:50 Genç: Erdoğan Kürt sorununda çözüme yönelmez
17:23 DEM Parti’den bir ilk: Engelliler için yeni bir yaşam mümkün standı
17:16 DBB’ye ait malzemeler askeriye ve emniyet tarafından taşınıyor
16:59 Yargıtay, Ata ve Mızrak davasında polislerin beraatını onadı
16:49 DEM Parti seçim çalışmalarına hız verdi
16:46 MB rezervleri bir haftada 4 milyar 53 milyon dolar azaldı
16:39 DEM Parti: AKP’liler Belçika’daki ırkçı saldırının sözcülüğünü yapıyor
16:30 Hatimoğulları: Savaş için kapı kapı dolaşacağınıza barış için İmralı kapısını açın
16:21 Adalet Nöbeti’nden ‘İmralı kapısını açın’ çağrısı
16:07 Zana Bedlîslilere seslendi: Sandıklarınıza sahip çıkın
16:07 DEM Parti: Antalya'da adaylarımızı geri çekmiyoruz, oylar DEM'e
16:01 Temelli Colemêrg'de: Bu faşist iktidarı yıkacak olan sizin iradenizdir
16:00 Hatice Yıldız’ın tutukluluğu Bakırköy cezaevi önünde protesto edildi
15:47 Roboskî’yle yüzleşme olmadan demokrasi mümkün değil
15:34 Meleyî aşireti DEM Parti’ye desteğini açıkladı
15:17 Bakırhan: Halk onuruna ve iradesine sahip çıkacak
15:15 Pontoslu yazar Haralambidis yaşamını yitirdi
15:05 Êlih kayyımı AKP adayı için 53 milyona koli hazırlattı
15:01 Amed’de okul temizliği yaptırılan 15 öğrenci zehirlendi
14:55 Tutsaklardan siyasi partilere mektup: Açlık grevleri konusunda rol üstlenin
14:37 Mart ayı katliamlarıyla yüzleşme çağrısı
14:18 Okullar 1 Nisan'da tatil
14:16 Bayındır Bazîd’den seslendi: 1 Nisan’da başarımızı birlikte kutlayalım
14:01 Yargıtay Başkanı onuncu turda da seçilemedi
13:08 Açlık Grevi İzleme Koordinasyonu: Tutsakların talepleri karşılanmalı
12:55 DEM Parti’den 3 merkezde miting
12:48 Mûş'ta vali, kaymakam ve komutandan seçim çalışması
12:22 Esenyurt'ta 5 katlı binada yangın çıktı
12:21 Kütahya ve İstanbul’da erkek şiddeti
11:57 AKP'li belediyenin taş ocağına 'ÇED gerekli değil' kararı
11:42 ÖHD’den iki bakanlığa başvuru: Sağlık hakkı ihlaline sebep olan uygulamalar son bulsun
11:33 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından yeni görüşme başvurusu
11:06 Zafer işareti gerekçesiyle seçim görevi iptal edildi
10:42 Kantinden para ile satın aldıkları eşyalara el konuldu
10:41 Agrobay işçileri ilk kazanımlarını elde etti
10:29 Cisim patlaması raporu: Dayan ailesi mağdur edildi
10:23 Ertak: Şirnex'te 2004 ruhuyla sandık başına gidelim
09:37 DEM Parti'ye destek yürüyüşü
09:13 Gazeteci Ahmet’in akıbetine dair 156 gündür açıklama yok
09:12 Tutsaklar 123 gündür açlık grevinde
09:11 DEM Parti Cihanbeyli için seferber
09:09 Xinûs eşbaşkan adayları: Herkese eşit hizmet vereceğiz
09:08 Abdullah Öcalan'ın avukatı: CPT güven veren bir kurum olmaktan çıktı
09:07 Wêranşar DEM'den yana
09:06 Ebexliler 2019’un hesabını soracak!
09:04 'Taşıma' hilesine karşı binlerce hareketli seçmen başvurusu
09:02 Tutsak yakınlarından hukuksuzluğa karşı dayanışma çağrısı
09:01 Tuncel: Sandığa gidelim, gasp edileni geri alalım
09:01 28 MART 2024 GÜNDEMİ
08:51 Ahlat T Tipi’nde provakatif saldırı
08:42 Beyaz Saray’dan İsrail’i görüşmeye ikna çabaları
27/03/2024
23:59 Riha’da kitlesel halk buluşmaları: Halka hizmet DEM Parti ile gelecek
23:56 Halk buluşması mitinge dönüştü: Hiçbir kuvvet Êlih’in kafasını karıştıramaz
23:22 Riha’da gözaltına alınan 7 kişi serbest bırakıldı
21:41 Barikat Riha’dan DEM Parti’ye destek yürüyüşü
21:34 Agirî ve Wan'da gençlik şöleninde tecrit vurgusu
21:08 Serüven Kültür Dünya Tiyatro Günü’nde sokakta
20:53 Memurlar AKP çalışmalarına götürülüyor
20:36 Mêrdîn adayları sahada: Sesimiz sandıklardan güçlü çıkmalı
20:30 Tiyatro oyuncularından DEM Parti’ye destek