Yazar Çelik: Demokrasi güçleri 12 Eylül uygulamalarına direniyor 2025-09-12 09:08:57   İSTANBUL - 12 Eylül askeri darbesi döneminde tutsak eşini kaybeden ve 3 yıl tutuklu kalan yazar Mukaddes Erdoğdu Çelik, benzer uygulamaların günümüzde de devrede olduğunu ancak demokrasi güçlerinin buna karşı direndiğini söyledi.    Türkiye'de 12 Eylül 1980 tarihinde gerçekleşen askeri darbenin üzerinden 45 yıl geçti. Dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’in baş mimarı olduğu darbe sürecinde 650 bin kişi gözaltına alındı, açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı, 7 binden fazla kişi için idam cezası istendi. Resmi kayıtlara göre 50 kişi de idam edildi.    Darbeden 2 ay önce eşi İrfan Çelik ile birlikte tutuklanan ve 3 yıl cezaevinde kalan yazar Mukaddes Erdoğdu Çelik, 12 Eylül döneminde yaşananları anlattı. Mukaddes Erdoğdu Çelik, darbenin devrimci mücadeleye karşı yapıldığını ve devrimcilerin ezilmek istendiğini söyledi.    EŞİ CEZAEVİNDE KATLEDİLDİ    Mukaddes Erdoğdu Çelik, kendilerinin de uydurma gerekçelerle tutuklandığına işaret ederek, "Sahte tanıklıklar, adam öldürme gibi maddelerden tutuklanmıştık. Ama bu suçlamalarla ilgili olmadığımız mahkeme tarafından da biliniyordu. Her türlü işkenceye rağmen onların karşısında direndik. Ben o dönem Selimiye Cezaevi’ndeydim. Darbeyi sabahleyin cezaevi idaresinin tam tekmil yoklamasında öğrendik. Bize ‘Artık siyasi tutuklu değilsiniz, askersiniz. Siyasi temsilciliğinizi iptal ediyoruz. Siyasi faaliyetler yasak' denildi. Zaten havalandırmaya çıkma yasağı uygulanmaya başlamıştı" dedi.    Çelik, sonrasında yaşananları şöyle anlattı: "Darbeyi 15 Eylül günü savcılıkta yaşadım. Savcılığa gitmeye ikna ettiler ve gittim. Meğer eşim Davutpaşa Kışlası’nda 1 gün önce ölü bulunmuş. 12 Eylül sorgusuna en başta İrfan'ı almışlar. 13 Eylül gecesi getirildiği koğuşta başka bir tutukluyla kalmış, sabahleyin ölü bulunmuştu. Ben İrfan’ın ölümünü 15 Eylül’de öğrendim. Şimdi hem 12 Eylül’ün hem de eşimin ölümünün 45’inci yılındayım. Devlet hiçbir zaman öldürdüğünü kabul etmedi. Koğuştaki tutuklunun ifadesi dışında kimsenin ifadesi alınmadı. 3 yıl sonra beraat ettim ama eşimin ölümünü sorgulatamadım."    12 Eylül sonrası Türkiye'de toplumsal ve siyasal alanda büyük değişimler yaşandığına dikkati çeken Mukaddes Erdoğdu Çelik, anayasa ve siyasi partiler yasasının değiştirildiği, toplu sözleşme grev haklarının gasp edildiğini hatırlattı. Mukaddes Erdoğdu Çelik, sonraki iktidarların bu politikaları güncelleyerek sürdürdüğüne işaret etti.    'İNSANLIK DİRENİYOR'   Mukaddes Erdoğdu Çelik, "O gün sıkı yönetim mahkemeleri vardı, sonra Devlet Güvenlik Mahkemeleri oldu. 1990'ın başında Kürt isyanı genişliğinde Terörle Mücadele Yasası çıkardılar. F Tipi Cezaevi çıkardılar. En önemlisi de cumhuriyet sistemine Türk-İslam sentezi eklendi. Bütün bu altyapı günümüzde de sürüyor” diye kaydetti.    12 Eylül döneminin uygulamalarının günümüzde de devam ettiğine dikkati çeken Mukaddes Erdoğdu Çelik, "Günümüzde ondan daha azgın, daha hukuksuz, zorbalık sivilleştirilerek uygulanıyor" diye kaydetti. Muhalefetin bu duruma karşı direndiğini kaydeden Mukaddes Erdoğdu Çelik, "Bugün gazeteciler şiddeti alkışlamıyor. Bugün direnen basın, öğrenciler, aydınlar, Barış Anneleri, Cumartesi Anneleri var. Barış ve Demokratik Toplum projesi konusunda dişini tırnağına takıp direnenler var. Demokrasi güçlerini büyüten bir dinamizm açığa çıktı. O yüzden de bugün onca zulme ve baskıya rağmen başımızdaki iktidar kesin sonuçlar alamıyor. 12 Eylül'de bir süre durdurabildi. O kanlı postallar ilelebet kalamadı. Onların yarattığı dikensiz gül bahçesini tepe tepe kullanıyorlar. Ama insanlık bunun karşısında direniyor” şeklinde konuştu.