3 hasta tutsak için hayati risk uyarısı 2025-08-09 14:36:09 HABER MERKEZİ – İstanbul, Ankara ve İzmir'de hasta tutsakların durumuna dikkat çeken hak örgütlerinin temsilcileri, tutsaklar Ali Osman Köse, Sabahat Çetinkaya, Fevzi Arslan'ın sağlık durumlarının hayatları için tehdit oluşturduğunu belirterek, tahliyelerini istedi.  İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, "F Oturması" eylemlerinin 698'inci haftasında Beyoğlu'ndaki şube binalarının önünde açıklama yaptı. Eylemde, Tekirdağ 1 No'lu F Tipi Cezaevi'ndeki hasta tutsak Ali Osman Köse'nin sağlık durumuna dikkat çekildi. "Tedavi haktır engellenemez" ve "Hasta mahpuslar serbest bırakılsın" pankartlarının açıldığı açıklamada sık sık "Hasta tutsaklar serbest bırakılsın" ve "Tecrit öldürür dayanışma yaşatır" sloganları atıldı. Hasta tutsakların resimlerinin taşındığı eylemde, açıklamayı İHD üyesi Meryem Bars yaptı.    Meryem Bars, Köse'nin sağlık durumuyla ilgili bilgileri, "40 yıldır hapiste tutulan 67 yaşındaki Ali Osman Köse; böbrek kanseri, dolaşım sistemi hastalıkları, hipertansiyon, ileri derecede işitme kaybı, hafıza kaybı, konuşma güçlüğü, yürüme güçlüğü ve denge sorunları yaşamakta, rahatsızlıklarının ilerlemesi nedeni ile ayakta duramamakta, tek başına ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır" ifadeleriyle paylaştı.    'YAŞAMINI TEK BAŞINA İDAME ETTİREMEZ'   Köse'nin durumunu anlatan avukatı Seda Şaraldı'nın mektubuna yer veren Meryem Bars, Köse'nin tekerlekli sandalye ile ancak avukat görüşüne çıkabildiğini aktardı. Mektupta, Köse'nin 2020 girdiği açlık grevinin 8'inci gününden sonrasını hatırlamadığı, gözle görülebilir rahatsızlıklarının yanında nörolojik rahatsızlıklar yaşandığını aktarıldığını dile getiren Meryem Bars, Köse'nin bu rahatsızlıklar nedeniyle sevk edildiği hastanelerden "cezaevinde kalabilir" raporu verildiğini belirtti. Mektupta bu raporların gerçeği yansıtmadığını dile getiren Bars, avukatının müvekkilinin tek başına yaşamsal ihtiyaçlarını gideremeyecek durumda olduğunu, desteksiz 5 metre yürüyemediğinin raporlanmış olduğunu, ancak Adli Tıp Kurumu'nun hiçbir bilimsel araştırma yapmadan ayakta duramama halinin simülatif olduğuna kanaat getirdiğini söyledi. Adli Tıp Kurumu sonrası Köse'nin yapılan muayenesinde böbreğinde 9 santimetre çapında kist tespit edildiğini, tetkikler sonucu bu kistin kanserli olduğunun belirlendiğini, kanserli böbreğin 2021 yılında ameliyatla alındığını ifade eden Meryem Bars, ancak düzenli tedavi ve takip uygulanmadığını, bu nedenle kanserin yayılma durumunun bilinmediğini belirtti. Avukatının mektubunda, infazının durdurulması yönündeki taleplerine ise Adli Tıp Kurumu, "hapishanede kalabilir raporu" verildiğini aktaran Meryem Bars, bunun yaşam hakkının ağırlaştırmasına neden olan bir tehdit olduğunu dile getirdi.   İZMİR    İHD İzmir Şubesi'nin hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla iki haftada bir düzenlediği eylemin 358'inci haftasında Erzincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan hasta mahpuslardan Sabahat Çetinkaya sağlık durumuna dikkat çekildi. Konak Eski Sümerbank önünde yapılan açıklamada, "Hasta mahpuslar ölüyor susma suça ortak olma" pankartı açıldı.    Basın metnini okuyan İHD İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi İsmet Süzer, eski Derik Belediyesi Eşbaşkanı olan Sebahat Çetinkaya'nın bacaklarındaki damarlarındaki sorunlar nedeniyle emboli tehlikesi geçirdiğini anımsattı. Tahliye olduktan sonra Yargıtay tarafından dosyası onanınca tekrar tutuklandığını kaydeden Süzer, "Kalp hastasıdır, kalp damarlarında tıkanıklık teşhisi konulmuş ve cezaevine girmeden önce anjiyo olmuştur. Dışarıda iken rutin kontrol ve ilaçlarla tedavisi devam etmektedir. Hipertansiyon, Hipertansif Koroner Arter Hastasıdır. Kontrollü cezaevi şartlarında zor olan, bazen tansiyonu 20-21’lere kadar çıkmaktadır. Bu durum çok ciddi olup uygun beslenme rejimi, doktor takibi ve tedavisi gerektirmektedir. İleri derecede bel fıtığı hastası ve dışarıda iken ameliyat kararı verilmişti ancak koşullardan kaynaklı olarak ertelemiştir. Kr. Periferik Venöz yetmezliği de olan Çetinkaya’nın her an akciğer, bacak, beyin embolisi olma ihtimali vardır" dedi.    Astım bronşit, hipertansif kalp arter hastalığı, bel fıtığı ve eklem hastalıkları, mide hastalığı da düşünüldüğünde Sebahat Çekinkaya'nın cezaevinde kalamayacağını söyleyen Süzer, "Sabahat Çetinkaya’nın tetkik ve tedavilerinin gerçekleştirilmesini, bununla birlikte ailesinin yanında sağlıklı bir iyileşme sürecinin devam etmesi için de tahliyesinin sağlanmasını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.   ANKARA   Ankara'da 570'inci haftasına giren eylemde, Adana Suluca Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan 58 yaşındaki ağır hasta tutsak Fevzi Arslan'ın durumuna dikkat çekildi. Ankara'nın Çankaya ilçesi Sakarya Caddesi'nde düzenlenen eylemde açıklama yapan İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Eş Başkanı Nuray Çevirmen, 2018'de tutuklanan Arslan'ın, 15 gün boyunca Riha (Şanlıurfa) TEM Şubesi’nde ağır işkencelere maruz kaldığını belirtti. İşkenceler nedeniyle baygınlık geçiren Arslan’ın, öldüğü sanılarak morga konulduğunu ifade eden Nuray Çevirmen, "2018'de uygulanan elektrikli işkenceden dolayı beyin kanaması meydana gelmiş, pıhtılaşma oluşmuş, zamanında müdahale edilmediğinden iltihap meydana gelmiştir. ATK raporunda işkenceler tespit edilmesine rağmen tedavisi yapılmayan ve çok şiddetli baş ağrıları yaşayan Arslan için çekilen beyin MR sonuçları dikkate alınmamış ve tahliller, muayeneler düzgün yapılmamıştır. Durumunun gittikçe kötüleşmesiyle, ailesi tarafından beyin MR sonuçları özel doktorlara gösterilmiş ve verilen bilgiye göre; beyninde meydana gelen tahribattan ve iltihaptan kaynaklı olarak beyin erimesi yaşamaktadır" ifadelerini kullandı.    Yaklaşık 16 ay önce Arslan'ın Riha'dan Adana'ya kendi istemi dışında sevk edildiğini hatırlatan Nuray Çevirmen, "İşkenceler sonucunda bedeninde ağır ve kalıcı hasarlar meydana gelmiştir. İki defa hücresinde sinir krizi geçirmiştir. 6 ayda bir MR çekilmesi gerekçesine rağmen çekilmiyor. Üst üste krizler geçiriyor ve yoğun titremeler meydana geliyor. Durumu ağır olmasına rağmen tek başına tutuluyor. Yoğun baş ağrıları çekiyor, başından bacaklarına kadar uyuşmalar meydana geliyor. Çeşitli zamanlarda baygınlık geçiriyor ve baygınlık geçirdiğinde müdahale imkanı olmuyor. İlaçları kullanması gerekmesine rağmen kullanıp kullanmadığını bilemediği zamanlar oluyor, yapması gerekenleri unutuyor, aç olduğunu bilmiyor, ailesini tanımada güçlük çekiyor. Görüşlerde ailesini tanıyamadığı zamanlar oluyor" diye konuştu.    Cezaevi koşullarında Arslan'a doktorlar tarafından 2 yıl ömür biçildiğini dile getiren Nuray Çevirmen, "Fevzi Arslan'ın yaşamı risk altındadır. Bir an önce tahliye edilerek sağlıklı koşullarda tedavisinin yapılması gerekmektedir. Durumunun ağırlığı doktor raporlarında ve yapılan tetkiklerde açıktır ve hapishanede kalamayacak durumdadır. Acil olarak tahliyesinin sağlanması için gerekli girişimlerde bulunulmalıdır" diye belirtti.